Pazarlama Notları, PaZarLaMaca, Sedat YILDIZ, PaZaRLaMa, PaZaRLaMaCı
PaZaRLaMaCa
GELECEK ZAMAN İÇİN FACEBOOK SAYFAMDA
YAZMAYA BAŞLAYACAĞIM DEĞERLİ
TAKİPÇİLER:>>>>> Sedat YILDIZ
YAŞANMIŞ BİR OLAYDAN ALINTIDIR…
UZUN ZAMANDAN BERİ ANNEMLE VE ARÇELİK MARKALI ÇAMAŞIR MAKİNEMİZLE YAŞADIĞIM SIKINTIMI VE RAHATSIZLIĞIMI DİLE GETİRMEK İSTİYORUM; 2004 YILINDA ARÇELİK BAYİİNİZDEN ÇAMAŞIR MAKİNESİ ALDIK. VE ÇAMAŞIR MAKİNESİNİ ALDIĞIMIZ GÜNDEN BERİ MAKİNE ARIZA ÇIKARTIP DURDU, HEMEN HEMEN İLK GÜNDEN BERİ DESEM YERİDİR. HER ARIZA ÇIKARDIĞIN DA SERVİSİ ARADIK, SERVİS BİZE GÜN VE SAAT VERİP, NE GÜNÜNDE NE DE SAATİNDE GELME TENEZÜLÜNDE BULUNMADI, TELEFON ÜSTÜNE TELEFON VEYA ANA MERKEZLE GÖRÜŞÜLDÜKTEN SONRA GELDİLER... BEN DİYİM 20 SİZ DİYİN 40 KEZ GELMELERİNE RAĞMEN ARIZASI GİDERİLMEDİ… BU ÜRÜNÜN BU KADAR SORUN YARATACAĞINI VE HATTA İLK GÜNDEN BERİ BU KADAR SORUN ÇIKARTACAĞINI AKLIMIN UCUNDAN BİLE GEÇİRMEMİŞTİM ŞAHSEN. SERVİS GELİP ARIZAYI HALETTİKLERİNİ SÖYLEYİP GİTTİĞİ GÜNÜN AKŞAMIN DA MAKİNE TEKRAR ARIZA ÇIKARMAYA DEVAM ETTİ. NE HİKMETSE MAKİNE HEP AYNI YERDEN ARIZA ÇIKARTMAYA DEVAM ETTİ,,, BU SORUNUMUZU SERVİSLE ANA MERKEZLE GÖRÜŞMEMİZİ RAĞMEN NE SIKINTIMIZ NE DE MAKİNENİN ARIZASI GİDERİLDİ,,, TAA Kİ GÜN GELİP GARANTİ SÜRESİ BİTENE KADAR... VE ALLAHTAN GARANTİSİ BİTTİ, SON ZAMANLARDA HİÇBİR ŞEYİN BENİ KADAR SEVİNDİRECEĞİNİ DÜŞÜNMEMİŞTİM…(GERÇEKTEN BU MAKİNEYLE İLGİLİ VE ANNEMLE VE SERVİSLE NELER YAŞADIĞIMI BİLMİYORSUNUZ)
BU OLAYDAN SONRA ÇEVREMDEKİ İNSANLARI HEM ARÇELİK SERVİSİ HAKKINDA HEM DE ARÇELİK MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ KONUSUNDA DETAYLI BİLGİLENDİRECEĞİMDEN ASLA ŞÜPHENİZ OLMASIN… İYİ ÇALIŞMALAR.
NOT: BEYAZ EŞYA MARKASI ARÇELİK'E YAZDIĞIM MAİL...
"Siz hiç bir sarrafın bağırdığını duydunuz mu?
Kıymetli malı olanlar bağırmaz.domatesçi, biberci bağırır da kuyumcu bağırmaz.eskici bağırır ama antikacı bağırmaz.insan bağırırken düşünemez,
Düşünemeyenler ise hep kavga içindedir.popçular,
folkçular boğazlarını patlatana kadar bağırıp duruyor.ama dede efendi’yi okuyanlar... bağırmıyor.''insanın kazandığı paradan değil, paranın kazandığı insandan korkulur."
Bir tartışmada duygusal öğeler taşıyorsa çözüm o kadar uzaktır.
Duyguları ifade eden kelimeler, duyguların anlatımı bir anlamda
“ ben böyle istiyorum “ demenin diğer bir şeklidir.
“ Eğer bu anlaşma böyle sonuçlanırsa bundan çok mutlu olmayacağım “
yukarıdaki ifade tek taraflı bir hissin açıklamasıdır. Karşıdaki insan için bir açılım yapmayan, tek taraflı otoriter bir söylemdir.
Tartışmalarda olabildiğince mantık yönüne çekmeli, tartışmayı mantıklı bir düzeye taşımaya çalışmalıyız.
NOT: İletişim Kısmından gönderilen mesajlarınızı okudum...
Birşeye aşık olmak için illaki aşk gerekmez...
Aşkı hep aşık adamlar, şairler anlattığı için bu kadar umutsuz, hüzünlü ve acı veren bir duygu olarak anlatılıyor. Siz de aşık olduğunuzda bunları yaşamanız gerektiğini düşünüyorsunuz, acı meşrulaşıyor. Aşkın bir komedi olduğunu belki bir yüzyıl sonra Eflatun’un ideal devletinde olduğu gibi şairleri şehirlerden kovduktan sonra anlayacağız. Aşık olduğunuzdaki çocukluk halleriniz, kararsızlıklarınızı düşündüğünüzde aşk bir komedidir. Ancak, bu yüzyılın insanından aşk’a gülmesini beklemiyoruz. Bilinç ve algı yıkılmaz bir duvar...
Şu soru sorulmayı hakeden bir sorudur ; insan hisleri nasıl oluşur ?
Insan hisleri zannedildiği gibi her insanda değişkenlik gösteren, oynak duygular değildir. Daha çok önceden öğrenilmiş belirli bir tanım kalıbına sığmaya meğillidir
Neden acı duyacağımız, neden sevineceğimiz kültürel bir kod olarak bilinçaltımıza işler
Yapılan bir ankette tüketicilere evlerini sigortalatmak için ne kadar ödemeleri gerektiği soruluyor; insanların tahmin ettiği rakam ile gerçek rakam arasında 10 kat fark olduğu ortaya çıkıyor. Insanlar avukatlardan, galericilerden ve de sigortacılardan korkar... bu korku öğrenilmiş bir davranıştır, bir duygudur
Türkiye’deki insanların alışveriş yaparken onları iten nedenleri inceleyin, bir de Amerikan tüketicisinin.... Birisinde ihtiyaç ağır basarken, diğerinde arzu ön planda olacaktır. Ekonomik gelir seviyesi eşit olsa dahi alışverişe olan bakış değişmeyecektir, tüketim konusunda her iki toplumun kültürel kodları ve dolayısıyla hissettikleri farklıdır
Türkiye’de bir mağazada ürün satıyorsunuz , diyelim. Fonksiyonelliği olmayan bir ürünü satıyorsanız sizi tebrik etmek gerekir... zira türk tüketicisinde ihtiyaç kavramı öncelik olduğu için fonsiyonelliği olan ürünler satmak kolay , diğeri tamamen başarıdır..
Aşık olduğunuzda ne hissettiğiniz ile neye aşık olacağınız arasında önemli bir bağ vardır. Tüketici markanın hangi özelliklerine aşık olur, onu nasıl aşık edersiniz, aşık olduğunda nasıl tepki verir ve ne hisseder ?
Bu kodları çözebildiğinizde markanın tüketiciyle kuracağı ilişki ağını da çözmüşsünüz demektir.
( Not ; eflatun ideal devlet kitabında şairlerin şehirlerden kovulması gerektiğini söylemişti )